Abbas İbn Firnas Kimdir?
Abbas İbn Firnas, 810-887 yılları arasında yaşamış Endülüslü müslüman bilginidir. Endülüs’ün Ronda bölgesindeki bir köyde doğmuş, Kurtuba’da büyümüş ve burada eğitim görmüştür. Tarihi kaynaklarda İbn Firnas’ın Kurtuba Ulu Cami’den atlayarak, uzun süre kuşlar gibi süzüldüğü daha sonra yere indiği bilgisine rastlanır.
Bazı kayıtlara göre bu büyük alim, iniş esnasında yaralanmış ancak vazgeçmemiş, daha sonra da uçma denemelerini sürdürmüştür.
Uçma Denemesinde Bulunan İlk Kişi
Uçan bir makine yapan ve uçma konusunda gerçek bir girişimde bulunan ilk Müslüman hatta tarihteki ilk kişi 9. yüzyılda yaşayan Kurtubalı Abbas ibn Firnas‘tı. Meraklı ve araştırmacı bir karaktere sahip olan Firnas, birçok keşfiyle çağdaşlarının dikkatini çekmiş ve devrin hükümdarı tarafından kendisine “hakim-ül endülüs” unvanı verilmişti.
Zamanın çoğu alimi gibi o da ünlü bir şair, astrolog, müzisyen, astronom ve mühendisti. Ancak kendisine en büyük ünü kazandıran girişimi, insanı havada taşıyabilecek uçan bir makine inşa etmesiydi. Çöl bölgeleri üzerinde birkaç başarı uçuş gerçekleştirmişti. Böylelikle Kurtuba’daki iki ünlü uçuşu öncesinden tasarımlarını geliştirdi.
İlk uçuş 852 yılında gerçekleşti; kendisini tahta çıtalarla gerdirilmiş bol bir pelerine saran Abbas İbn Firnas, Kurtuba Ulu Camisi’nin minaresinden aşağıya atladı. “Kanat” görevi gören peleriniyle paraşüt ya da yamaç planörü gibi aşağıya süzüldü. Girişimin başarısız olmasına rağmen, düşüş hızı yeterince kesildiği için önemsiz yaralarla atlattı. Böylelikle en azından tarihte ilk kez paraşütle atlayanlardan biri oldu.
Batı kaynaklarında hatalı olarak Abbas ibn Firnas yerine Armen Firman şeklinde Latince bir isim kullanılmaktadır.
Denemelerinden ders almasını bilen İbn Firnas, bir sonraki tasarımını iyileştirdi. Bu olaya tanık olanların ve döneme ait el yazmalarının anlatımına göre bu tasarımın büyük kanatlardan oluşan bir makineydi. Yani bundan yaklaşık bin iki yüz yıl önce, yetmişine yakın Abbas ibn Firnas, ipek ve kartal tüyleri kullanarak uçmaya yarayan bir makine yapmıştı. İbn Firnas kendisine, Kurtuba’nın hemen dışında Rusafa semtinde bulunan Cebel-i Arus yakınlarında bir tepe seçti. Önceden ilan edilen saat gelip çattığında, İbn Firnas’ın makinesine son rötuş yapmasıyla birlikte uçuşunu seyretmek için büyük bir insan kalabalığı toplandı.
Kartal tüyleriyle kaplayıp ipek şeritlerle sıkılaştırdığı ipek kanatlı kuş kostümüyle kalabalığın karşısına çıkan İbn Firnas, kollarına taktığı kanatları kullanarak nasıl uçmayı planladığını bir parça kâğıt üzerinde şu şekilde açıkladı: “Şimdi aranızdan ayrılacağım. Bu kanatları aşağı yukarı hareket ettirdiğinde kuşlar gibi yükselmem gerekiyor. Her şey yolunda giderse, bir süre havada kaldıktan sonra sağ salim yanınıza dönebilmem gerekiyor.” Hatırı sayılır bir yüksekliğe çıkan İbn Firnas, yere çakılarak makinesinin iki kanadı ile kendisinin bir omurunu kırmadan önce on dakikadan fazla bir süre havada kalmayı başarmıştı. Bu deneyim sonrasında İbn Firnas, kuyruğun kuşların yere konmasında oynadığı rolü anlayarak yakın arkadaşlarına kuşların normalde kuyruk kökünün üzerine indiğinden, kendisinin kuyruğu olmaması yüzünden bunu başaramadığından bahsetmişti.
Kartal tüyleriyle kaplayıp ipek şeritlerle sıkılaştırdığı ipek kanatlı kuş kostümüyle kalabalığın karşısına çıkan İbn Firnas, kollarına taktığı kanatları kullanarak nasıl uçmayı planladığını bir parça kağıt üzerinde şu şekilde açıkladı: “Şimdi aranızdan ayrılacağım. Bu kanatları aşağı yukarı hareket ettirdiğinde kuşlar gibi yükselmem gerekiyor. Her şey yolunda giderse, bir süre havada kaldıktan sonra sağ salim yanınıza dönebilmem gerekiyor.” Hatırı sayılır bir yüksekliğe çıkan Abbas İbn Firnas, yere çakılarak makinesinin iki kanadı ile kendisinin bir omurunu kırmadan önce on dakikadan fazla bir süre havada kalmayı başarmıştı. Bu deneyim sonrasında Abbas İbn Firnas, kuyruğun kuşların yere konmasında oynadığı rolü anlayarak yakın arkadaşlarına kuşların normalde kuyruk kökünün üzerine indiğinden, kendisinin kuyruğu olmaması yüzünden bunu başaramadığından bahsetmişti.
Böyle bir makinenin varlığından Roger Bacon’ın yazdığı bir el yazmasında bahsedilir. Bacon bu alete ornitopter adını vermişti. Bacon, 1260 yılında yazdığı Sanat ve Doğanın Harikulade Güçleri adlı eserinde bir insanın iki şekilde uçabileceğini anlatır. Bunlardan birincisi sonradan ornitopter olarak tanınacak makineydi. Diğeri ise “hafif ve ince hava” doldurulmuş bir küreye ilişkin daha ayrıntılı bir açıklama içerir. Bacon şöyle iddia eder: “Uçmaya yarayan bir makine bulunmakla beraber ben bu makineyi ne gördüm ne de gören birini tanıdım. Ancak adıyla sanıyla biliyorum ki bilgili bir adam böyle bir makineyi icat etmiştir.” Bacon’ın eğitimini İbn Firnas’ın memleketi olan Kurtuba’da aldığı biliniyor. Dolayısıyla ornitopterin tarifi o dönemde İspanya’da bulunan ancak sonradan hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolan Müslüman el yazmalarından alınmış olabilir
İbn Firnas’ın bilimsel çalışmaları uçmakla sınırlı değildi. Aynı zamanda kumdan cam imalatını ilk bulan kişi olarak tarihe geçti ve kaya kristallerini kesme yöntemini geliştirdi. 887 yılında ölen İbn Firnas’ın orijinal eserlerinden hiçbiri günümüze ulaşamamıştır. Abbas İbn Firnas’ın hayatını zamanın tarih yazıcılarına ait birkaç satırdan öğreniyoruz.
Bugün bazı Arap ülkelerinde bulunan havaalanları, hava üsleri ve eğitim merkezleri onun adını taşımaktadır. NASA da, Ay’da bulunan 89 km çapındaki bir kratere, onun bilim dünyasına sunduğu katkıların bir gereği olarak Abbas İbn Firnas adını vermiştir.